Doğum sonrası
Son yazımda mutlu sona ulaşıp, hamilelik günlüğümü kapatmıştık. Tabii sonrası var:) Hamileyken doğumu hiç merak etmezken bebek çıktıktan hemen sonrasını merak ediyordum. Doktor Beren’i kucağıma fırlattıktan sonra itmeye devam etmeden hemen plasenta çıkmıştı ve doktorum plasentamı üzerinde ismimin yazılı olduğu büyük bir kabın içerisine koymuştu. Dikişler 2-3 dk sürdü diye hatırlıyorum. O sırada sırtımdan epidurali hemen çıkarmışlardı ve yatağımı normal hale getirmişlerdi. Beren’i emzirip, babasına verip hemşireye tuvalete gitmek istediğimi söyledim. Kalktım tuvalete gittim, kanama miktarımı kontrol edebilmek için hemşire içine tuvaletimi yapacağım bir kabı klozete taktı. O an doğumdan hemen sonra ilk yalnız kaldığım andı… Hemen karnıma baktım, ellerime, bacaklarıma, karnımı tuttum bedenim canım bedenim diye içimden geçirdim. Tuvaletimi yaptım, biraz yandı o kadar. Kalktım Beren’in vücudundan kanlar yapışmış olan ellerimi yıkadım ve aynada kendime baktım. Az önce içimden bir insan çıkaran insan bendim… Daha dün bu saatlerde içimde bir insan vardı, şimdi ise şu kapının ardında beni bekliyor diye düşünürken hemşiremizin “haydi bebeğini kucağına al odanıza geçiyorsunuz” sesini duyup fırladım. Beren’i kucağıma aldım ve 3 kişi girdiğimiz doğum odamızdan 4 kişi olarak çıkıp odamıza geçtik. Odada yatağa geçtim, Beren kucağımda ona bakakaldık… Annem gitti, kocamla ilk gecemizde ne yapacağız acaba diye konuşurken hemşirelerimiz gelip 2 gün boyunca saat başı kontrole geleceklerini ve her istediğimiz an yanlarında olduklarını söyledi. Emzirme danışmanı olan hemşire 10 dakika içerisinde yanımızdaydı. Daha sonra çocuk doktoru, kendi doktorum, tekrar çocuk doktoru, tekrar emzirme danışmanı, hemşireler bin tane sağlık uzmanı odaya girip çıkmaya başladı. Bir yandan of bitmediler derken bir yandan da zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım ve kendimi güvende hissettiğim için mutluydum. Ağrım olursa alabileceğim ağrı kesicileri bana anlattılar ancak ağrım yoktu ve almadım. Bana verilen soğutucu sprey yeterli geliyordu. Gece olmuştu bile… Bedenimin dayak yemiş gibi olduğunu ve yorgun olduğunu hissediyordum. Kocam “Farkında mısın, doğum yaptın, hadi biraz uyu artık” diyordu. Ama Beren’i kucağımdan indirip hemen yatağımın dibinde duran uyuyacağı alana koyamıyordum. Bunun üzerine kocam “Ben kucağımda tutacağım, söz oraya koymayacağım, hadi uyu” dedi ve ben iki saate yakın uyudum. Odaya dalan hemşireler olmasa belki daha da çok uyurdum:) Uyandığımda duş almak istedim, tuvalete gittim tam duşa girerken bir kasılma ve akabinde çılgınca bir titreme geldi!! Ellerim yumruk şeklinde kasılmıştı, açmak istiyordum ama açamıyordum. Dişlerim birbirine çılgınca çarpıyordu, deli gibi titriyordum! Hayatımda hiç böyle olmamıştım. Resmen donuyordum ve titremekten kocama bile seslenemiyordum. İçimden sanırım doğum sonrası bir komplikasyon gelişti diye düşünürken zar zor “Ben çok kötüyüm” diyerek tuvaletten çıkabildim. Kocam hemen beni yatağa yatırıp acil düğmesinden hemşireleri çağırdı. Hemşire beni zangır zangır titrerken gördü ve üzerine bir battaniye örtün, bu durum normal ve hormonal, süt iniyor zamanla geçecek diyip gitti. Ben şok içinde hemşireye bakarken ateşimi de ölçmüşlerdi ve normaldi. Şaşkındım. Tam o sırada meme uçlarımda karıncalanmalar başladı ve bir anda göğüslerim resmen taş gibi sert oldu. Süt akıyordu… Beren’i kaptım emzirdim. Emzirirken dik oturmam gerektiği için yavaş yavaş dikişlerim ben buradayım demeye başlamıştı… Bu zor durum 10 gün sürdü, dikişler yüzünden emzirirken zorlandım çünkü dik oturamıyordum. Sonra dikişler iyileştikçe sorun ortadan kalktı… Titremeler de 7-8 gün geceleri ara ara devam etti, sonra kendiliğinden geçti. Normal olduğunu öğrendiğim için artık tedirgin olmuyor, hemen üzerimi örtüyordum. Hastanede ikinci gün anneme “Ben hastane yemeklerini yemem” kaprisine başlamıştım:) Her şey yolundaydı yani:) Ufacık yatakta iki büklüm yatan kocama “sen gündüz uyu, ben gece” demiştim. O gündüz uyurken Beren’le oynaşıyordum. O günde Beren kucağımızda, rutin testler, çıkış işlemleri vs. geldi geçti ve eve geçtik…
Emzirme
Ben sütümün olmayacağını, gelmeyeceğini vs. bir gün bile asla hayal etmedim. Mama aklıma bile gelmedi. İlk andan itibaren emzireceğimi biliyordum.
Bilmediğim ise çocuğunun başını koluna dayamış gülümseyerek çocuğunu emziren kadın ve kımıldamadan emen bebeği fotoğrafı vardır ya her yerde… İşte ben emzirme işini tam olarak öyle sanıyordum! Ama değilmiş:)
Beren ne zaman canı sıkılsa, kakası gelse, uykusu gelse meme isteyen bir çocuk. O durumlarda illa meme! İşte bu durum, mememle oynaması beni ilk zamanlar çok rahatsız ediyordu hatta sinirlendiriyordu. Bu durum 1,5 aydan sonra azaldı ve şimdi tamamen geçti. İki ay itibariyle memelerime vurmaya, meme ucunu kendi doğru bir şekilde kavramaya başladı. Artık emzirmek çoğu zaman büyük bir keyif ama yine de memelerimle bu kadar oynanması hoşuma gitmiyor…
Benim göğüslerim hiç yara olmadı. Hastanede bana emzirmeyi öğreten emzirme danışmanı hemşire “Eğer doğru emzirirsen göğüslerin hiç yara olmaz, bebek tüm göğsünü (göğsünün siyah kısmı dışarıdan gözükmeyecek ) ağzına almalı” demişti. Bana öğrettiği emzirme pozisyonunu annem ve diğer anneler ilk kez gördüklerini söylediğinde yadırgamıştım ama artık bu pozisyonun göğüs yaralarını engellediğine, çocuğun burnunun full açık kalmasını sağladığından dolayı bebek için daha rahat ve doğru bir emme sağladığına inanıyorum. Ayrıca uyuyakalma durumunu da tamamen engelleyen bir pozisyon. Benim emzirme pozisyonuma Cross Cradle Hold pozisyonu deniliyor.
Bu emzirme pozisyonunda çocuğun tüm ağırlığı kolunuzda oluyor, baş parmağınız ve işaret parmağınızın arasıyla çocuğu ense kökünden yakalıyorsunuz. İlk zamanlar kollarım ağrıdığı için Boppy marka emzirme yastığımı çok kullandım ama artık hiç kullanmıyorum. Zaten emzirme yastığını hiç sevmedim. Kollarım kondisyon kazandığından ve Beren daha kolay kavranmaya başlandığından dolayı artık yastık kullanmıyorum. Yastığın bacaklarımı kavurmasından, ona bağlı olmaktan kurtulduğuma çok seviniyorum. Emzirme kıyafeti de kullanmıyorum. Rahat emzirebildiğim geniş V yakalı tişörtler yeterli oluyor ya da emzireceğim zaman soyunuyorum. Babamın ve kocamın bol tişörtlerini de evin içinde elbise niyetine giyiyorum. Pasaklı anne:)
Göğüslerimi ilk ay karbonatlı suyla sildim (200 ml suya 2 çay kaşığı karbonat). İhtiyaç hissettikçe göğüs kremlerimi sürdüm. Sütyen ise sadece göğüslerim şişip, süt akmaya başlayınca takıyorum. Göğüslerim şişene kadar özgürler:) Başka bir şey yapmadım.
Ben sağma yapmıyorum. Göğüs pompası, biberon kullanmıyorum. Göğüslerim doldukça, canım istedikçe, Beren istedikçe emziriyorum. Bazı geceler Beren çok uzun uyuduğu zaman sütüm akmaya başlıyor, rahatsız oluyorum. Beren ilk 10 gün uzun süre emiyordu ama sonrasında ve şimdi her memeyi 5 dakika olmak üzere toplam 10 dakika emiyor. Doktorum da emzirme sırasında bebeğin ilk 5 dakikada %90 sütü aldığını belirtti. Bazen 3-3 toplam 6 dakika da ona yetiyor. Ortalama 2-3 saatte bir emziriyorum. Geceleri ise 3,5-4 saatte bir emiyor. Sadece emzirerek devam ediyoruz.
Sütümün artması için sağlıklı beslenmeye ve hamilelik döneminde kulandığım vitaminlerimi kullanmaya devam etmekten başka bir şey yapmadım, yapmıyorum. Gaz problemi yaşanmaması adına her sabah ve akşam papatya çayı içiyorum. Her öğünümde dereotu tüketiyorum ve sebze+protein ağırlıklı besleniyorum. Enerji ihtiyacımı da ceviz, fıstık gibi sağlıklı yağ kaynaklarından alıyorum. Ben zaten her yerde reklamları dönen emziren annelere destek beyanlarında bulunan vitamin katkılı içecekleri, malt içecekleri hiç doğru bulmuyorum. Hepsinin ticari amaçlı ve zararlı olduğuna inanıyorum çünkü hepsinin içerisi tatlandırıcı, koruyucu, katkı maddeleri dolu. Bence bu ürünlerin üreticileri insanların “sütüm azalırsa, olmazsa” korkularıyla para kazanmaktan başka bir şey yapmıyor. Bu kadar katkılı ürünleri kullanacağınıza hamilelik dönemi vitaminlerinizi kullanmaya devam edip sanki hamileymiş gibi düzgün ve düzenli beslenmeye devam etmek daha mantıklı değil mi?
Emzik
Beren’in emme refleksi çok güçlü. Hamileyken sürekli dudağını emmesinden böyle olacağını tahmin ediyordum. Meme bulamazsa ellerini ya da dudağını emiyor. Emzik önerilmemesine rağmen ben zararlı olduğuna inanmadığımdan dolayı Beren’e 7-8 günlükken emzik verdim. Hemen kabul etti. İlk hafta Philips Avent Soothie Pacifier kullandık ama sürekli ağzından düşürüyor diye sonrasında klasik emzik ucu olan Mam emziği denedik. Beren Mam emziğe bayıldı, kendi atmadığı sürece hiç düşürmedi. Emziği sadece uykuya geçerken kullanıyor, başka zamanlarda almıyor. Sterilizasyon makinesi kullanmıyoruz. Emziklerin üzerine kaynamış su döküp Beren’e veriyorum. Aşırı hijyene karşıyım. İleride biberon kullanmaya başladığımız zaman da yine aynı şekilde temizleyeceğim. Biberon demişken Dr. Brown’s ın biberonlarını aldık ama henüz kullanmadık bakalım neler olacak:)
Dışkı meselesi
Beren doğduğundan beri günde en az 3 en çok 6 kez kaka yapıyor. Her gün sabah, öğlen, akşam kakası mutlaka var. Gece de 1 kez bazen 2 kez kaka yapıyor. Beren kaka konusunda çok hassas. Kakası geldiyse mutlaka yapmak istiyor. Kakası çıkana kadar bıkmadan ıkınıyor. O kadar ıkınıyor ki kıpkırmızı oluyor. Artık kakası geldiğinde anlıyorum ve ona karın masajı yapıp sonrasında dik tutarak, bacaklarını hareket ettirip ittirerek yardımcı oluyorum. En zorlandığı kakaları bile bu şekilde yapabiliyor. Her kaka sonrasında mutlaka belden aşağısını banyoda yıkıyorum.
Banyo
Beren’i ilk banyosundan beri babası ve ben kucağımıza alarak bizim yıkandığımız gibi suyun altına sokarak yıkıyoruz. İlk başlarda yanlışlıkla baya su yutturduk:) Sonra su yutturmadan yıkamayı öğrendik. Şimdi babası kucağına alıyor ben suyu tutuyorum. Bebek küveti almadık. Summer Infant Bath Seat aldık. Gerçekten çok kullanışlı bir ürün ama henüz çok küçük olduğu için Beren aşağıya çok kaydığı için sürekli kullanmıyoruz, biraz daha büyüyünce çok keyifle kullanılacak bir ürün. Beren suyu çok sevdiği için her gün mutlaka yıkıyoruz. Her gün yıkamak biraz yüzünü kurutuyor ama önemsemiyorum. Beren’e internette bebek duş başlığı/şapkası diye satılan komik ama son derece kullanışlı üründen aldık. Bence çok güzel bir ürün severek kullanıyoruz. Doktorumuz her gün yıkadığımız için “Bir gün şampuanlayın, bir gün şampuanlamayın” dedi. Banyo saati hepimizin en keyif aldığı anlardan biri :)
Aşılar
Beren doğduğu gün Hepatit B aşısı oldu.
1. Ay Hepatit B aşısının 2. Dozunu oldu. Bu aşılar ateş yapmıyor.
2. ay Karma, Pnomokok ( Zatürre ) ve Verem aşısı oldu.
Rotavirus aşısı ben Beren’e yaptırtmadım.
Karma ve Zatürre aşılarını özel bir hastanede yaptırttık ama Verem aşısını sadece sağlık ocakları yapıyor. Verem ve Karma aşıları olurken hissetmedi bile, ağlamadı. Zatürre aşısı yakan bir aşı olduğu için onda ağladı. Hemen alıp emzirdim, emzirince sustu. Karma ve zatürre aşılarını olduğu günün öğleninde Beren çok huysuzlaştı. Sanki çocuğuma başka çocuğun huyunu enjekte etmişler gibiydi. Ateşi olmamasına rağmen akan gözyaşlarına dayanamayıp doktorumuzun kontrolünde onun önerdiği ağrı kesiciden 2.5 ml bir kez verdim (Belki İstanbul’da doktorumuza yakın olsaydık vermezdim ama Bodrum’da cesaret edemedim) Sonra sakinleşti ve normale döndü. Sanırım aşı yerleri ağrıyordu… Verem aşısı hiçbir problem yaratmadı, boşuna stres yapmışım. Şimdilik aşı tecrübemiz bu kadar :)
Kızıma…
Kızım sana koca kafalı, armut kafalı, Beren kuzusu, Aşkın kuzusu, Çakiii, Berenim, Berenimo bik bik bik diye sesleniyoruz:) Hamileyken sana yazdığımız şarkıları her gün sana söylemeye devam ediyoruz. Artık beni gözlerinde takip ediyorsun. Birbirimizin dilinden iyice anlar olduk, anlıyoruz birbirimizi. Bana gülücükler atıyorsun çok hoşuma gidiyor. 2. ayını doldurduğun günden beri belirli uzaklıkta olan cisimleri takip etmeye, izlemeye başladın. Bu sabah yastık kılıfımda olan çiçeklere baka baka şaşı oldun:) Ben seninle konuştukça gözleri aça aça ağzında bir şeyler geveliyorsun, çok tatlısın:) Yüzüstü seni koyduğumda artık baya baya kafanı havaya kaldırıyorsun kendini yan dönmek için ittiriyorsun. Uykusuz kalmaya, uykunun bölünmesine asla tahammül edemiyorsun. Kime çektiysen!?:)
Tavsiyelerim
• Eğer istiyorsanız çocuk yapın, ertelemeyin.
• Bolca, her gün fotoğraf ve video çekin.
• Evin her noktasında bir şişe suyun dursun. Nerede kucağında bebekle mahsur kalacağın belli olmuyor. Damacana su kullanıyorsan iki adet sipariş ver. Evde su hep yedekli dursun.
• Buzdolabında hızlıca, ayakta ve en önemlisi ‘ısıtmadan’ yiyebileceğin yemeklerin olsun! Zeytinyağlılar, kuru köfte en çok tükettiklerim. Isıtmadan yenilen yemeklerin olmasının bir diğer avantajı ocak kullanmamak. Loğusa kafasıyla, yorgunlukla o yemekler genellikle yanıyor, evi duman kaplıyor:( En iyisi bu yorgunluğun içinde ocak gibi tehlikeli aletlerden uzak durmak.
• Asla çişini bekletme. Çocuk uyurken bol bol git çişini yap sakın erteleme! Sonra kucağında sıpa uyuyakalınca saatlerce zehirlenme tehlikesi geçiriyorsun.
• Bebek bezi, yedek 2 adet body, ağız bezi, burun açma aleti, tırnak makası, bakım için kullandığın kremlerin, kullandığın D vitamini, alt temizliği için pet şişe su+sıkıştırılmış pamukların olduğu bir kutu yap ve onu evin içinde gittiğin her yere taşı… Aksi halde çocuk çığlığı basınca dağınıklıktan ne neredeydi bulamıyor ve panik oluyorsun. Her şey bir arada bir kutuda/sepette dursun, onu her yere taşımak daha kolay.
• Kocan işten gelir gelmez çocuğu üzerine fırlat ve hızlıca duşa koş. Bu ara bana en iyi gelen şey akşam duşumda gözlerimi kapatıp hiçbir şey düşünmeden, sadece suyu hissederek kımıldamadan 1 dk. suyun altında durmak…
• Çocuk doktorunun numarasını, taksi, hastane numaralarını telefonunda hızlı aramalar listene ekle.
• Çocuk uyuduğunda elin ayağına dolaşmasın diye kendin için önem listesi yap. Benim sıralamam şu şekilde; ağzına birkaç kuru meyve tık, çişini yap, telefonu sarja tak, su iç, su şişelerini doldur, duş al, çamaşırları yıka-as, kocanı ara, açsan yemek ye, instagrama bak. Sonra mı? Sonra zaten oturup uyuyan çocuğunu özleyip fotoğraflarına bakıyorsun, uyusun diye dua ettiğin çocuk uyansın istiyorsun. Böyle bir deli ruh hali işte…
Beren uyandı,
Sevgilerimle.
1 Yorum
merve
23:24'de 23 Şubat 2016Sevgili Elif ne de güzel anlatmışsın. Tavsiyeler kısmı kesinlikle çok doğru katılıyorum. ?? Sevgiler…